Yeni bir ortama girdiğinizde diğer insanlarla tanışıp konuşma fikri sizi korkutuyor mu? Ya da kitle önünde konuşma veya sunum yapacağınızı düşünmek bile sizi terletiyor mu? Öyle ise yalnız değilsiniz.
Peki utangaçlık genetik midir? Yoksa çevresel etkilerden mi kaynaklanmaktadır?
Genetikle ilgili ilginç şeylerden biri de bizi çevresel etkenler içinde kendi yatkın olduğumuz yöne itmesidir. Örneğin utangaç bir çocuk, oyun parkında diğer çocuklarla oynamak yerine onları seyretmeye daha meyilli olabilir.
Profesör Eley, utangaç olan ve sosyal endişe taşıyan insanlar için en etkili tedavi yönteminin bilişsel davranış terapi (BDT) olduğunu söylüyor. Bu tedavide kişinin düşünce ve davranış kalıpları değiştirilmeye çalışılıyor.
BDT bu tür negatif düşünceleri ve yararı olacağını düşündüğümüz belli davranışları tespit etmeye yardımcı oluyor. Örneğin söyleyeceğiniz şeyler için önceden hazırlanmak veya göz temasından kaçınmak insanda daha fazla endişeye yol açabilir.
Endişeler nasıl giderilebilir?
Londra'daki Anksiyete Bozuklukları ve Travma Merkezi'nde klinik psikolog olarak çalışan Chloe Foster utangaçlık nedeniyle kitleye konuşma gibi bir konuda sıkıntı yaşayan insanlar açısından temel sorunun genellikle gösterecekleri performans konusunda kendilerine yüksek standart belirlemelerinden kaynaklandığını söylüyor. Oysa biraz daha rahatlayıp kendimize bir-iki derin nefes alma fırsatı tanısak bu endişenin biraz hafifleyeceğini vurguluyor.
Kişinin, endişesi nedeniyle yaşadığı sıkıntıdan ziyade etrafında olup bitenlere odaklanmaya çalışması da yararlı olacaktır. Kendimize değil de dinleyiciye yoğunlaşmak, kullanacağımız kelimeleri yanlış seçeceğimiz korkusunu gidermeye yardımcı olabilir.
Sosyalleşme ortamlarına yeni bir yaklaşımla bakmak gerekir. Bu ortamlarda en çok nelerden korktuğumuzu kendimize sorabiliriz. Sıkıcı bir insan olarak görülmekten mi ya da söyleyecek bir şey bulamamaktan mı korkuyoruz? O endişe hakkında ne kadar çok şey bilirsen ona meydan okuma konusunda da o kadar başarılı olabiliriz.
Utangaçlık ile içedönüklük aynı şey değildir.
California Davis Üniversitesi'nde kişilik psikolojisi konusunda doktora yapan Jessie Sun, utangaçlık ile içe dönüklüğün aynı şey olmadığını söylüyor.
İnsanlar genellikle içe dönüklüğü, iç gözlem veya düşünceleri keşfetmeye ilgi duyma şeklinde görüyor. Oysa psikologlar bunu yeni deneyimlere açık olma olarak bilinen farklı bir karakter özelliği olarak niteliyor.
Utangaç insanlar genellikle içe dönük oluyor, ama endişeleri yüzünden sosyalleşmeyi zor bulan dışa dönük insanlar da olabilirler. Utangaç olmayan içe dönük kişiler de sosyal bakımdan hünerli, ama yalnız kalmayı tercih eden insanlar olabilir.
Sun'a göre, "kişilik özellikleri mutluluk öngörüsü açısından en güçlü göstergelerden biridir ve dışa dönüklük ile insanın kendisini iyi hissetmesi arasında güçlü bir bağlantı var".
"Dışa dönük insanlar daha çok heyecan, coşku ve sevinç hissi duyarken, içe dönük insanlar bu duyguları daha az yaşar" diyor Sun.
Peki, içe dönük insanlar dışa dönük davranmaya çalışsalar aynı coşku ve sevinç duygularını yaşayabilir mi?
Sun'ın yaptığı bir haftalık bir deneyde, tüm katılımcılardan normalde olduklarından daha dışa dönük, konuşkan, aktif, cesur ve ısrarlı davranmaları istenmiştir. Dışa dönük olan bireylerin daha pozitif duygular yaşadığı, içe dönük bireylerin ise pozitif duygularında pek bir artış kaydetmediği görülmüştü. Aşırı derecede içe dönüklerde ağır basan şey ise yorgunluk ve daha negatif duygular olmuştu.
Sun, "içe dönük veya utangaç kişilerden bir hafta boyunca bu kadar farklı davranmalarını beklemek biraz fazla olur, ama daha kısa süreler için böyle davranmaları yararlı olabilir" diyor.
Kültürün etkisi
ABD'de özgüvenli, dışa dönük davranışlara içe dönük özellikten daha fazla değer verdiği fikri yaygın. Oysa Japonya ve Çin de dahil Asya ülkelerinde sessiz ve içe kapanık insanlar daha makbul görülüyor.
Göz kontağına karşı tutum da ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Batıda göz kontağına olumlu özellik atfedilirken, Asya ve Afrika gibi diğer kültürlerde saygısızlık ve meydan okuma olarak değerlendirilebiliyor.
Sun, bu kültürel farklılıklara rağmen, dışa dönük insanların her yerde daha mutlu olduklarını ortaya koyan araştırmalara dikkat çekiyor. Ancak içe dönük olmak da kendi başına olumsuz bir özellik olarak görülmüyor. "Sessizlik: Sürekli Konuşulan Bir Dünyada İçedönüklerin Gücü" adlı kitabın yazarı Susan Cain şöyle diyor: "İçe dönüklüğü tedavi edilmesi gereken bir şey sanmayın… En iyi konuşmacı olmakla en iyi fikirlere sahip olma arasında zerre kadar bağ yok."
Utangaçlıktan kurtulmak için çocukluk döneminde yapılması gereken şeyler:
Utangaç ve yetişkin bir birey olmamak için, oluşabilecek bu sorunu, çocukluk döneminde çözmek en idealidir. Çocukluktan itibaren bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Bunun için eldeki imkanlar dahilinde çocukları, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katmak en önemlisidir. İmkanlarımız kısıtlı ise sosyal faaliyet için en basitinden dost ve akraba ziyaretleri dahi olabilir. Dost ve akrabalarımızı evimize de davet edebiliriz. Bu ziyaretler sırasında çocuğun, başkalarının yanında yeteneklerini ve kişiliğini ortaya koyabilmesi için ona fırsat verilmeli, sorular sorup düşünmeye ve konuşmaya teşvik edilmelidir. Söylediği şeyler teşvik edilmeli, övülmeli, eğer hata yaptıysa da sevgi ve hoşgörü ile düzeltilmelidir. Sohbetlerde ve bir konu üzerinde fikir alış-verişinde bulunulduğunda, çocuğun da görüşünü almak, fikirlerini söylemesine fırsat vermek, yine sorumluluk yüklemek onun kişiliğinin gelişmesine, utangaçlıktan kurtulmasına, sessizlik ve korkuya düşmesine engel olacaktır.
Telkin: Psikiyatristlere göre, telkin birçok ruhsal ve bedensel hastalığın tedavisinde etkilidir. Örneğin "başkalarının karşısında konuşabilirim" cümlesini devamlı olarak tekrar edin. Çünkü utangaçlık, korkunun göstergesidir. Bu korku kaçmakla giderilemez. Geceleri uyuyacağınız zaman ve bedeniniz sakinleştiğinde şu cümleleri sakinlikle tekrar edin: "Benim de başkaları gibi yeteneklerim vardır. İstediğimi her şeyi söylemeye gücüm yeter. Başkalarından asla korkum yoktur. İstediğim şekilde olmaya gücüm var."
Güçlü yönlerinizi bulun: Her insan benzersiz nitelikler ve yeteneklerle doğar. Yeteneklerinizi bulun ve onları geliştirmek için zamanınızı odaklayın. Bu, özgüveninizi artıracak ve kendinize olan güveninizi artırmanıza yardımcı olacaktır. Çoğumuz kendimize en çok zarar veririz, bu yüzden başkalarını gözlemlemeyi alışkanlık haline getirin (büyük bir şey yapmadan). Başkalarının kendi güvensizlik belirtilerinden muzdarip olduğunu ve yalnız olmadığınızı fark edersiniz.
Utangaçlıktan kurtulmak için gençlik döneminde yapılması gereken şeyler:
- Kendine Güven: İnsanın mutlu ve huzurlu olabilmesi için kendisine güvenmeli ve inanmalıdır ki, ilerleme ve takmül basamaklarını kendi ayaklarıyla çıkmalıdır. Kendi akıl ve düşüncesine başvurduğunda, doğru bir tahlil yaptığında ve Allah’ın merhametli olduğunu, onu da diğer kulları gibi yaratıp, sağlam bir akıl, beden ve iyi bir yetenek verdiğini anladığında hiç kimseden bir eksiği olmadığı sonucuna ulaşacaktır. Başkaları gibi olduğunu görünce, onlar gibi davranması gerektiğini anlayacak ve onların karşısında utanmayacaktır.
- Tekrar: Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak için tekrar etmek gereklidir. Grupsal çalışmalar ve grubun üyeleriyle işbirliği yapmak, kendi görüşlerini söylemek ve sohbet ederken muhatapların gözüne bakmak bunun örneklerindendir. Başlangıçta her konuşmacının az çok bu sorunlarla karşılaşması doğaldır. Hatta kelimeleri söylemekte bile zaaf ve eksiklikleri olabilir. Ama sabır ve tekrarla eksikliklerini giderebilir ve bu tekrarların sonucunda zamanla utangaçlıktan tamamen kurtulabilir.
- Ümit: Ümitli olmak ve güçlü bir iradeye sahip olmakla utangaçlık sorunu tümüyle halledilir. Dilinde pelteklik olan Hz. Musa, Allah’a dayanarak toplumsal ilişkilerde öyle bir zahir oluyordu ki, düşmanlar bile bu noktayı alay vesilesi edip, Onu inzivaya sürükleyemediler. Ümitsizlikten kurtulmanın yolları çoktur. Onlardan biri Allah’a tevekkül etmektir. İnsan, yaratıcısına ve alemlere varlık bahşedene gönülden dayanırsa yalnızlık, ümitsizlik ve iradesizlik kabusundan kurtulur.
- Başkalarının kusur bulmasından korkmamak: Dünyada kimse hatasız değildir. Anlayan ve akıllı kimseye, hatasını kendisine söylediklerinde rahatsız olmayan, korkmayan ve onu gideren kimsedir. Eksiklik belli olunca ve bize ‘senin hatan şudur’ diye hatırlatıldığı zaman, rahatsız olacağımız yerde sevinmeli ve ona teşekkür etmeliyiz. Ve en kısa zamanda onu gidermenin çaresine bakmalıyız. Bu açıdan bakıldığında, konuşma yapacağımız zaman bizde bir eksiklik görülecek diye korkmamalıyız. Aksine cesurca konuşmaya başlamalıyız.
Utangaçlığın Üstesinden Gelmenin Yolları:
- Giyim kuşam: İnsanlar kıyafetleriyle ağırlanırlar, fikirleriyle uğurlanırlar. Hiç öyle beni beğenen böyle beğensin, kalıbıyla insanları kendinizden uzaklaştırmayın. Güzel giyinmek, güzel kokmak insanlarla ilk etkileşimin başarılı olmasını, aradaki buzları kırmasını, insanların iletişimin başında size güven duymasını sağlar.
- Etiketten kaçının: Kendinizi utangaç veya herhangi bir şey olarak etiketlemeyin. Kendinizi tek bir özellik olarak değil, benzersiz bir birey olarak tanımlamanıza izin verin.
- Sizi endişelendiren durumların bir listesini yapın: Sizi en az kaygılandıran durumlardan, en çok kaygılandıran durumlara doğru bir liste hazırlayan. Bu durumlar, somut terimlerle ifade edilmelidir. Örneğin durumunuzu tanımlamak için “insanların önünde konuşmak” cümlesi bir tetikleyici olabilir. Ancak daha net ve daha detaylı durum tanımlaması üzerinde çalışmak çok daha kolay olacaktır.
- Konuşun: Her fırsatta konuşma veya sunum yapmaya, şakalar veya hikayeler anlatmaya başlayın. Hayatınızın her alanında daha konuşkan ve anlamlı olun. İster işte, ister arkadaşlarla, yabancılarla ya da sokakta yürürken, daha açık bir şekilde konuşma pratiği yapabilirsiniz. Sesinizin ve düşüncelerinizin duyulmasına izin verin.
- Yeniliklere açık olun: Eğer her gününüz birebir aynı geçiyorsa, utangaçlık ve özgüven konusunda gelişme göremezsiniz. Konfor alanınızın dışına çıkmalı, örneğin spor yapmalısınız. İlgi duyduğunuz konularla ilgili aktiviteleri, araştırın. Kurslara gidin. Her ilde ucuz veya bedava birçok kurs düzenleniyor. Bu kurs kötüdür, bu kursta ne öğreneceğim ki demeden, bir iki tane kursa yazılın. Kısaca yeni ortamlara girin.
- İç diyaloğunuzu yumuşatın: Utangaç insanlar genellikle kendilerini son derece eleştirirler. Başkalarına asla söylemeyecekleri şeyleri iç diyaloglarında kendilerine sert bir şekilde söylerler. Kendinizi sert bir şekilde yargıladığınızda, başkalarının da sizi aynı şekilde yargılayacağını varsayarsınız. Sizin iç eleştirmeni zihin ve barış sizi soymaktan, duygusal hasar çok neden olabilir öz saygı sağlayın.
- Zorbalıklardan ve alaylardan kaçının: Her zaman iyi bir vuruş noktası oluşturuyorsa acımasız veya alaycı olmaya istekli birkaç kişi vardır, bazıları neyin uygun olduğuna dair hiçbir fikri olmayan ve bazıları kimi incittiklerini umursamayan. Bu insanlarla aranızda sağlıklı bir mesafe bırakın.
Yazarı: Mürsel EREN
Kaynaklar:
- https://kclpure.kcl.ac.uk/portal/thalia.eley.html
- https://www.cnnturk.com/saglik/cekingen-kisilik-bozuklugunun-6-belirtisi
- https://bestofbrave.com/utangacligin-ustesinden-gelmenin-yollari/
- https://www.islamquest.net/tr/archive/question/fa1834
- https://www.bbc.com/turkce/vert-fut-48527910
- https://en.wikipedia.org/wiki/Thalia_C._Eley
#utangaçlık #kişilikgelişimi #psikoloji #kişiseldönüşüm #sosyalkaygı #özgüven #bireyselgelişim #içedönüklük #dışadönüklük #kişiseldönüşüm #sosyalleşme #iletişimbecerileri #kendinigeliştirme #özgüvenartırma #genetik #çevreseletkiler #kültürelfarklar #bilişseldavranışçıterapi #telkin #güçlüyönler #ümit #kendinegüven #giyimkuşam #yeniortamlar #içdiyalog #konuşmapratiği #çocukgelişimi #gençlik #terapiyöntemleri #sosyalfobiyenmeleri #kişilikiçinçalışma #yenilikçidüşünce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder